ne demek? TDK Sözlük anlamı nedir?

30

Bir şeyi elle veya başka bir araçla tutarak bulunduğu yerden ayırmak, kaldırmak

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

-iFiil

Kullanımı;

"Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı."

Hecelenişi / Hecelemesi;

al-mak


► satın almak

Tipi / Türü;

nesnesiz

Bir yeri ele geçirmek

Tipi / Türü;

nesnesiz

Kullanımı;

"Fakat aldıkları yerlerin ahalisini Türkleştiremediklerinden bu büyüklük onların zayıf düşmelerine sebep olmuş."

Bir şeyi veya kimseyi bulunduğu yerden ayırmak

Tipi / Türü;

-i -den

Kullanımı;

"Çocuğu okuldan aldı."

Birlikte götürmek

İçine sığmak

Tipi / Türü;

nesnesiz

Kullanımı;

"Bu kavanoz iki kilo bal alır. Bu salon bin kişi alır."

Kabul etmek; ahzetmek

Tipi / Türü;

-e nesnesiz

Bir şey kendine ulaştırılmak, iletilmek

Tipi / Türü;

nesnesiz

Kullanımı;

"Mektup almak. Haber almak."

İçeri girmek veya sızmak

Tipi / Türü;

nesnesiz

Kullanımı;

"Gemi su alıyor. Fotoğraf makinesi ışık almış, film yanmış."

Erkek, birisiyle evlenmek

Tipi / Türü;

nesnesiz

Kullanımı;

"O sırada aldığı kadının babasının birçok yardımını görmüştü."

Sürükleyip götürmek

Tipi / Türü;

-i nesnesiz

Kullanımı;

"Öküzü sel aldı, harmanı yel aldı."

Bir şeyi kazanmak, elde etmek

Tipi / Türü;

nesnesiz

Zararlı, tehlikeli bir şeye uğramak

Tipi / Türü;

nesnesiz

Kullanımı;

"Ceza almak."

► kaplamak

Tipi / Türü;

-i nesnesiz

Kullanımı;

"Burayı kötü bir koku aldı, durulamaz hâle geldi."

► kısaltmak

Tipi / Türü;

-den

Kullanımı;

"Ceketin boyundan almak."

► yolmak

Tipi / Türü;

nesnesiz

Kullanımı;

"Kaş almak."

... ile temizlemek

Kullanımı;

"Karyolanın altını süpürge ile al."

İçeri girmesini sağlamak

Tipi / Türü;

-e -i

Kullanımı;

"Sevdiği delikanlıyı gece evine almış."

Tat veya koku duymak

Tipi / Türü;

nesnesiz

Kullanımı;

"Lena çoktan yemeği pişirmiş, ortalığı, insanı acıktıran bir koku almıştı."

Yol gitmek, mesafe katetmek

Tipi / Türü;

-i -de

Kullanımı;

"O yolu bir saatte alırsınız."

Bir şey çalmak

Tipi / Türü;

-i -den

Kullanımı;

"Cebimden saatimi almışlar."

Vücuttaki hasta bir organı ameliyatla çıkarmak

Kullanımı;

"Dalağını aldılar."

Motor çalışması için gerekli olan elektrik veya yakıttan yararlanır duruma gelmek

Tipi / Türü;

nesnesiz

Kullanımı;

"Savcı yardımcısı gaza bastı, motor almadı. Bir daha bastı, yine almadı."

Göreve, işe başlatmak

Tipi / Türü;

nesnesiz

Kullanımı;

"Yeni bir kapıcı aldı."

Görevden, işten çekmek

Tipi / Türü;

-den

► başlamak

Tipi / Türü;

nesnesiz

Kullanımı;

"Üsküdar'a gider iken aldı da bir yağmur"

İçecek veya yiyecekten bir parça içmek veya yemek

Tipi / Türü;

nesnesiz

Kullanımı;

"Tadına bakmak için bir yudum aldım."

Kazanç sağlamak

Tipi / Türü;

nesnesiz -den

Kullanımı;

"Bir pantolondan beş yüz lira alıyorlar."

Etkisini azaltmak

Kullanımı;

"İçine biraz su koy, tuzunu alır."

Yer değiştirmek

 
almak