ne demek? TDK Sözlük anlamı nedir?

12

Ağır duruma gelmek

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

nesnesizFiil

Kullanımı;

"Önceleri tüy gibi gelen herif, yol aldıkça bir ağırlaştı, bir ağırlaştı. Ben diyeyim beş ton, siz deyin on beş ton."

Hecelenişi / Hecelemesi;

ağır-laş-mak


Sıkıcı ve bunaltıcı bir durum almak

Gökyüzü bulutlu, karanlık, iç karartıcı bir hâl almak

Kullanımı;

"Büsbütün ağırlaşmış bir hava içinde nerelerden geçtiğimizi artık fark etmiyorduk."

► yavaşlamak

Kullanımı;

"Artık yavaş yavaş göçüyor, boyu kısalıyor, teni sararıyor, hareketleri ağırlaşıyordu."

Yiyecek bozulmaya yüz tutmak

Kullanımı;

"Bu et yarına kalırsa ağırlaşır."

Organ görevini yapamaz duruma gelmek

Göz kapakları kapanmak üzere olmak

Kullanımı;

"Önündeki kâğıda bir iki satır yazdıktan sonra göz kapakları ağırlaşıyor, hiçbir şey düşünemez oluyordu."

Artan, çoğalan

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım."

Gebe kadının doğurması yaklaşmak

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"Haziran ayı başında Mevhibe’nin hamileliği ağırlaştı."

Ağırbaşlı hâle gelmek

Tipi / Türü;

mecaz

► güçleşmek

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"İşte bundan dolayı da gençliğin sorunları daha da ağırlaşıyor, büyüyor."

Hasta tehlikeli duruma gelmek

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"Pek çok insan hastalıklarının başlangıcında komşuya, eczaneye, kırık çıkıkçıya, hocaya başvurmakta, olay önlenemez hâle gelip hasta ağırlaşınca hekime gelmektedir."
 
ağırlaşmak