ne demek? TDK Sözlük anlamı nedir?

12

Bir ucundan öbür ucuna kadar yönü değişmeyen, eğri ve çarpık karşıtı

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

sıfat

Hecelenişi / Hecelemesi;

doğ-ru


Gerçek, yalan olmayan

Kullanımı;

"Doğru haber."

Akla, mantığa, gerçeğe veya kurala uygun

Kullanımı;

"Bunları sana şimdiden söylemek daha doğrudur."

Hakikat olan şey; savap

Tipi / Türü;

isim

Kullanımı;

"Söyleyin doğrusunu, siz insanoğlunun ahlaklı olabileceğine inanmıyorsunuz."

Başı ve sonu olmayan düz çizgi

Tipi / Türü;

isim matematik

Kullanımı;

"İki noktadan yalnız bir doğru geçebilir."

Yanlışsız, eksiksiz bir biçimde

Tipi / Türü;

zarf

Kullanımı;

"Doğru söylüyorsun Ali, doğru söylüyorsun ama kazın ayağı öyle değil."

Hiçbir yöne sapmadan

Tipi / Türü;

zarf

Kullanımı;

"Doğru oraya gitmiş olsaydınız herhâlde uygun olurdu."

Yakın, yakınlarında

Tipi / Türü;

edat

Kullanımı;

"Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu."

Yer bildiren kelimelerden sonra yön kavramı veren bir söz

Tipi / Türü;

edat

Kullanımı;

"Börekçi fırınının karşısındaki dört köşe taşlar döşeli, iki yanı ağaçlı yoldan çarşıya doğru yürüyordu."

Zaman gösteren kelimelerden sonra “yaklaşırken, az kalmışken, yakınken” anlamlarında kullanılan bir söz

Kullanımı;

"Akşama doğru bir ara gözlerini açtı."

Yasa, yöntem ve ahlaka bağlı, dürüst, namuslu olan

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"Yaşayışından rastgele bir yaprağını yazarak iyi bir adam, doğru bir adam olan Haşmet Gülkokan'ı siz okuyucularıma tanıtmak istedim…"

“Evet” anlamında bir tasdik sözü

Tipi / Türü;

ünlem

Kullanımı;

"Kaymakam: Doğru mu? diye sordu neden sonra. Şef: Doğru ... diye mırıldandı."
doğru