ne demek? TDK Sözlük anlamı nedir?

9

Dökülmüş, saçılmış şeyler

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

isim

Kullanımı;

"Onlar kendi küfleri, kendi yırtık pırtıkları, kendi döküntüleriyle yaşayabiliyorlar."

Hecelenişi / Hecelemesi;

dö-kün-tü

Bir topluluktan geri kalmış kimseler

► bozuntu

Deniz yüzüne yakın, üzerinde dalgaların çatladığı kaya kümesi

Kâğıtçılıkta üretimin herhangi bir safhasında ıskartaya çıkan, genellikle tekrar hamur durumuna getirilen, yaş ve kuru biçimleri olan kâğıt veya karton artığı

Değersiz, bayağı, ayaktakımından olan kimse

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"Meşrutiyete uygun yönetim, yurt hainlerinin döküntüleriyle kurulamaz."

İşe yaramayan, değersiz, kötü, berbat olan

Tipi / Türü;

sıfat mecaz

Kullanımı;

"Şoföre önce kentin en döküntü mahallelerinin adını söylediler."

Bazı hastalıklarda görülen çıban, leke, uçuk, kızarıklık vb. belirti

Tipi / Türü;

tıp

Parçalanan taşların yamaç aşağı kayması, yuvarlanması, etekte birikmesiyle oluşan yer

Tipi / Türü;

coğrafya
döküntü