Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek
ne demek? TDK Sözlük anlamı nedir?
Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan aşağıya inmek
Tipi / Türü;
-denKullanımı;
"Çocukken ağaçtan düşüp ayağım kırılmıştı da ağlayamamıştım."Yere devrilmek, yere serilmek; boylamak (I)
Kullanımı;
"Çocuk koşarken yere düştü."Hava taşıtları kaza sonucu hızla yere inerek çarpmak
Vücuda bol gelen giysi aşağı kaymak
Kar, yağmur vb. yağmak
Kullanımı;
"Dağlara kar düştü."Vurmak, değmek, rastlamak
Kullanımı;
"İnce uzun dallı badem ağaçlarının alaca gölgeleri sahile inen keçi yoluna düşüyordu."Vakti gelmeden ölü doğmak
Tipi / Türü;
nesnesizAtlanmak, aradan çıkmak, eksik kalmak
Tipi / Türü;
-denKullanımı;
"Kitabın yeni baskısında buradan bir kelime düşmüş."► eksilmek
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Gündelikleri yarı yarıya düşmüştü."Aşırı ilgi veya sevgi göstermek
Kullanımı;
"Sen bu işin üstüne çok düştün."Uğramak, kapılmak
Kullanımı;
"Kadınlar yeni baştan telaşa, heyecana, korkuya düştüler."Yakışmak, uygun gelmek
Kullanımı;
"Bu resim buraya iyi düştü."Yakışık almak
Kullanımı;
"Bize düşen, medeniyetin zorlamaları karşısında bir ayıklamayı başarabilmek olmalıdır."Ödevi veya yetkisi içinde bulunmak
Kullanımı;
"Bana arada bir bakkaldan tuz, limon almak düşüyor, o kadar."Bir yerde bulunmak
Kullanımı;
"Birlikte evden çıkmışlar, limanda iskelenin karşısına düşen kahveye doğru yürümüşlerdi."Biriyle yaşama, çalışma, birlikte olma durumunda kalmak
Kullanımı;
"O asker, gittiğimiz yerde bir aralık benim bölüğüme düşmüştü."Bir bölüşme sonunda payına ayrılmak
Kullanımı;
"Mirastan ona bu ev düştü."Kötü bir sebeple istenmeden bir yerde bulunmak
Kullanımı;
"Bu yaşta mahkemelere düşmek..."İşbaşından uzaklaşmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Kabine düştü."Hızı, gücü, değeri azalmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Arabanın hızı düştü. Paranın değeri düştü."Isı, basınç, ateş vb. eksilmek, azalmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"İki gün içinde ateş düştü; ağrılar, sızılar hafifledi."Düşkün, fakir vb. duruma gelmek
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Babam balıkçı amma vaktiyle zenginmiş efendim. Sonradan düşmüş."Bir yere ansızın gelmek, damlamak, tesadüfen gelmek
Kullanımı;
"Bir rastlantı sonucu aralarına düşmüştüm."Belirli zamana rastlamak
Kullanımı;
"Babasının Sütlüce'de yeni bir ev alması bu tarihlere düşer."Fırsat çıkmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Bir kelepir düştü."Olmak, olumsuz bir duruma girmek
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Yorgun düşmek. Zayıf düşmek. Şehit düşmek. Esir düşmek."Savaşta savunulmaz duruma gelerek teslim olmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Medine'nin düştüğünü söylemek istedim."Bazı deyimlerde "yürümek, birlikte gelmek" anlamlarında kullanılan bir fiil
Kullanımı;
"Önüne, peşine, arkasına düşmek."Kötü yola girmek
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Düşmüş kadınları bu dönemin yazarlarının yücelterek duygudaşlıkla çizdiklerini görüyoruz."Alışmak, müptela olmak
Telefon, sanal ağ vb. alanlarda bağlantı kurmak
Tipi / Türü;
teknik