meaning in Turkish

2

1. means (synonym):

Allah’tan gelen, ilahi (I)

pronounce

:

class / type;

adjective

Origin;

"Arapça semāvī"

Sample sentence;

"Semavi bir olay söz konusu olduğunda halk kendi arasındaki konuşmalarda hep bu işin künhünü ancak Fatin hoca bilir, diyerek işin içinden sıyrılırdı."

Related compound words;

"semavi dinler"

Syllables;

se-ma-vi


2. means (synonym):

Gökle ilgili, göğe ilişkin; ulvi

class / type;

eskimiş

Sample sentence;

"İnkıraz edip söndükten sonra dahi kırk yıl ışığını gördüğümüz semavi cisimler gibi hiç değilse yaşanan aşk hikâyesinin sırlarını duyarak ona gönlümüzde bir yer vermek lazım değil miydi?"
semavi