ne demek? TDK Sözlük anlamı nedir?

21

Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

isim

Kullanımı;

"Bu iş bittikten sonra hocanın çehresi ve sesi gene bir anda tatlılaştı, şoföre ‘çek evladım’ dedi."

İlişkili birleşik kelimeler;

"iş adamı""iş akdi""iş alanı""işbaşı""iş bırakımı""iş bıraktırımı""iş bilimi""iş birliği""iş bölümü""iş donu""iş eri""iş gezisi""işgüder""iş gücü""iş güç""iş güçlüğü""iş günü""iş hacmi""iş hanı""iş hayatı""iş kadını""iş kazası""iş kolu""iş merkezi""iş önlüğü""iş saati""işsever""iş seyahati""iş sözleşmesi""işveren""iş yeri""işe uygun""işi duman""işi tıkırında""ağır iş""beyaz iş""bulaşık iş""çürük iş""götürü iş""ince iş""kârlı iş""Acem işi""Antep işi""antika işi""ayak işi""çocuk işi""el işi""erkek işi""ev işi""hamur işi""hesap işi""kalem işi""kavaf işi""mancınık işi""Maraş işi""orak işi""orta işi""panç işi""sıra işi""şıpın işi""tarak işi""usta işi""dış işleri""diyanet işleri""iç işleri""öğrenci işleri""özlük işleri""su altı işleri""yazı işleri""zat işleri"

Hecelenişi / Hecelemesi;

Bir değer yaratan emek

Birinden istenen hizmet veya birine verilen görev

Kullanımı;

"Şimdi Mısır'a memuru olduğum bankanın bir işi için geldim."

Sanayi, ticaret, tarım, maliye vb. alanlara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü

Kullanımı;

"İşler durgun."

Kamu yararına yapılan işler

Kullanımı;

"Güvenlik işleri."

Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı her türlü çalışma

Kullanımı;

"Bu evin işi çok."

Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek

Kullanımı;

"Sonunda bir iş buldum."

Ticari anlaşma

Herhangi bir maksatla kurulan düzen

Kullanımı;

"İşlerini bırakmışlar, dükkânlarını kapamışlar, akın akın şehri terk edip gidiyorlardı."

Bazı deyimlerde "yarar, çıkar" anlamında kullanılan bir söz

Kullanımı;

"O, işini bilir. Bu, benim işime gelmez."

Yapılan şey, davranış

Kullanımı;

"Yoksullara yardım etmekle çok iyi bir iş yaptım."

Nakış, örgü, makrome gibi elde yapılan şey

Kullanımı;

"Komşu kadın elindeki işini dizine bırakıp geline döndü."

Emek, işçilik, ustalık

Kullanımı;

"Bu örtü, işi ağır bir örtüdür."

Bir kimsenin uğraştığı, yerine getirmeye çalıştığı şey

Kullanımı;

"İşimi görmediler."

Bir kimseye özgü olan görüş, anlayış

Kullanımı;

"Bu, bir zevk işidir."

Başarılı çalışma yapma yeteneği

Kullanımı;

"Demek bende daha iş varmış ki ilin öğretmeni seçtiler."

Üzerinde çalışılan veya bir çalışma sonucunda ortaya çıkan şey

Kullanımı;

"Rafta Mardin işi bakır tencereler sıralanmıştı."

-e bağlı olan, … ile ilgili olan

Tipi / Türü;

sıfat

Kullanımı;

"Bu para işidir, paran varsa en iyisini yaparsın. "

Bir sonuca bağlanması, çözülmesi gerekli sorun

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"Etrafın gülüşmeleri arasında iş anlaşıldı."

Gizli neden veya maksat

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"Çoktandır köylünün şurada burada yayıp gezeceği ehemmiyetli bir iş, bir keramet gösterememişti."

Bir kuvvetin uygulanma noktasını hareket ettirirken harcadığı güç

Tipi / Türü;

fizik

Kullanımı;

"Erg, jul, kilogrammetre, vatsaat, kilovatsaat iş ve enerji birimleridir."
iş