Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin esas tutulan yüzünün ilerisi; ön
ne demek? TDK Sözlük anlamı nedir?
Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı; yamaç
Kullanımı;
"Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik."Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer; ön
Kullanımı;
"İkisi birden müdürün karşısına çıkarlar."Bulunan yere göre önde, ileride olan
Tipi / Türü;
sıfatKullanımı;
"Karşı evin kızları. Karşı mahalle."Ayrı şeyleri temsil edenlerin her birine göre diğeri; alternatif
Tipi / Türü;
sıfatKullanımı;
"İlkin bütün bunların bir emperyalizm numarası olduğunu söyleyerek kesin bir karşı tavır koydu."... için
Tipi / Türü;
edatKullanımı;
"Şair Nabi’nin dünya görüşünde komşulara karşı iyi niyet beslemek, onlara kem gözle bakmamak… önemli yer tutar."""… yaklaşırken, -e doğru
Tipi / Türü;
edatKullanımı;
"Yaptığı, düşündüğü her şey sabaha karşı çalan telefonun, beyninde sürekli çınlayan tiz ve madenî sesinin üzerine düşüyor."Yüzünü bir şeye veya bir yere doğru çevirerek, yönelmiş olarak
Tipi / Türü;
edatKullanımı;
"Bahçeye karşı oturmak."Karşılık olarak; mukabil
Tipi / Türü;
edatKullanımı;
"İyiliğe karşı iyilik adalettir. İyiliğe karşı kötülük cinayettir."“Katında, yanında, nezdinde” anlamlarında eş görevli kelimelerden sonra kullanılan bir söz
Tipi / Türü;
edatKullanımı;
"Ele, âleme ve eşe dosta karşı güçlü görünmek gerek."Tedbir olarak
Tipi / Türü;
zarfKullanımı;
"Zeytin ağaçlarını diğer meyveli ağaçlar gibi kurda kuşa, böceğe sineğe karşı ilaçlamak da gerekmez."Aykırı olarak, aykırı düşecek biçimde
Tipi / Türü;
zarfKullanımı;
"Su yavaş akarken akıntıya karşı yüzebildim, ancak yamaçtaki hızlı akıntıya karşı yüzmeye çalışmam boşa çabaydı."