ne demek? TDK Sözlük anlamı nedir?

12

Bir şeyin, bir yerin, bir kimsenin esas tutulan yüzünün ilerisi; ön

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

isim

Kullanımı;

"Karşımdaki kitap rafında eserlerim sırayla duruyor."

Hecelenişi / Hecelemesi;

kar-şı

Yol, deniz, ırmak vb.nin öbür kıyısı veya yanı; yamaç

Kullanımı;

"Karşıki kıyıda yün denkleri çıkaran gemiye haykırdık, işaretler ettik."

Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer; ön

Kullanımı;

"İkisi birden müdürün karşısına çıkarlar."

Bulunan yere göre önde, ileride olan

Tipi / Türü;

sıfat

Kullanımı;

"Karşı evin kızları. Karşı mahalle."

Ayrı şeyleri temsil edenlerin her birine göre diğeri; alternatif

Tipi / Türü;

sıfat

Kullanımı;

"İlkin bütün bunların bir emperyalizm numarası olduğunu söyleyerek kesin bir karşı tavır koydu."

... için

Tipi / Türü;

edat

Kullanımı;

"Şair Nabi’nin dünya görüşünde komşulara karşı iyi niyet beslemek, onlara kem gözle bakmamak… önemli yer tutar."""

… yaklaşırken, -e doğru

Tipi / Türü;

edat

Kullanımı;

"Yaptığı, düşündüğü her şey sabaha karşı çalan telefonun, beyninde sürekli çınlayan tiz ve madenî sesinin üzerine düşüyor."

Yüzünü bir şeye veya bir yere doğru çevirerek, yönelmiş olarak

Tipi / Türü;

edat

Kullanımı;

"Bahçeye karşı oturmak."

Karşılık olarak; mukabil

Tipi / Türü;

edat

Kullanımı;

"İyiliğe karşı iyilik adalettir. İyiliğe karşı kötülük cinayettir."

“Katında, yanında, nezdinde” anlamlarında eş görevli kelimelerden sonra kullanılan bir söz

Tipi / Türü;

edat

Kullanımı;

"Ele, âleme ve eşe dosta karşı güçlü görünmek gerek."

Tedbir olarak

Tipi / Türü;

zarf

Kullanımı;

"Zeytin ağaçlarını diğer meyveli ağaçlar gibi kurda kuşa, böceğe sineğe karşı ilaçlamak da gerekmez."

Aykırı olarak, aykırı düşecek biçimde

Tipi / Türü;

zarf

Kullanımı;

"Su yavaş akarken akıntıya karşı yüzebildim, ancak yamaçtaki hızlı akıntıya karşı yüzmeye çalışmam boşa çabaydı."
karşı