ne demek? TDK Sözlük anlamı nedir?

13

Bulunduğu düzeyden aşağı inmek; çukurlaşmak, batmak, obrumak

Telaffuzu

:

Tipi / Türü;

nesnesizFiil

Kullanımı;

"Altımız oynadı, toprak çöktü üstüme. Bağırıyordum. Toprak sıkıştırıyordu."

Hecelenişi / Hecelemesi;

çök-mek


Üzerinde bulunduğu yere yıkılmak

Kullanımı;

"Bir, bilemedin bir buçuk kulaçlık bir tavan çöktü bana kalırsa…"

► çömelmek

Tipi / Türü;

-e

Oturmak, birdenbire oturmak

Tipi / Türü;

-e

Kullanımı;

"Soluk soluğa yere çöktü."

Birinin, bir şeyin üzerine çullanmak

Deve, sığır vb. olduğu yere oturmak

Kullanımı;

"Boz renkli bir kaya, tıpkı çökmüş bir hecin sırtını andırıyordu."

Şakak, avurt vb. içeri doğru girmek; çukurlaşmak

Kullanımı;

"Kadının yanakları daha fazla çöktü."

Basmak, yayılmak

Kullanımı;

"Geceleri bazen öyle bir sessizlik çöküyor ki muharebenin bu yerlerde olduğuna insanın inanamayacağı geliyor."

Sis, duman vb. inerek kaplamak

Kullanımı;

"Alaca karanlıklar çökerken köşk bahçesinin parmaklıklarında görünmektedir."

Sarsılıp dinçliğini yitirmek

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"Şayet iradesiz bir adamsanız az zamanda çürüyüp çökmeniz pek mümkündür."

Tortu dibe inmek

Son bulmak, yıkılıp dağılmak; göçmek

Tipi / Türü;

mecaz

Kullanımı;

"Bir gün vatan çöktü ve millî mabetler istila edildi."

Yoğun bir biçimde duymak

Tipi / Türü;

-e mecaz

Kullanımı;

"Mustafa Kemal'in içine ilk defa bu lisede vatan kaygısı çöktü."
çökmek