İçeriden dışarıya varmak, gitmek
ne demek? TDK Sözlük anlamı nedir?
Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı."Bir meslek veya bilim kurumunda okuyup yetişmek, mezun olmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Çiçeği burnunda subay çıkar çıkmaz, ben size bir emir eri bulurum."Bulunduğu yeri bırakıp başka yere geçmek, taşınmak, ayrılmak, ilgisini kesmek
Kullanımı;
"Yeni evimizden çıkıp eski evimize taşındık."Süresi dolduğunda ayrılmak
Kullanımı;
"Hastaneden çıkıp yollarda yürüyen kadın, annemin ölümüne ağlayan ben miydim..."Yapılmak, yürümek
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Bu dairede işler kolay çıkmaz."Yetişecek ölçüde olmak
Kullanımı;
"Bundan kendime manto yaparım, oğlana da bir palto çıkar... dedi."Bir şeyden bir şey eksilmek
Kullanımı;
"Dörtten iki çıkarsa iki kalır."Meydana gelmek
Kullanımı;
"Uygunsuz dediğim vakalardan biri bir salon oyunu yüzünden çıkmıştır."Sıyrılmak, ayrılmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Parkın merdivenini inerken, çıplak ayağına giydiği eski mest lastiğinin teki, fırladı, ayağından çıktı."Herhangi bir durumda olduğu anlaşılmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Osman Seden beni komedi filminde deneyip büyük bir başarı kazanınca bundan hepimiz kârlı çıktık."Bir durumla ilgili niteliklerini yitirmek, bir durumdan başka bir duruma geçmek
Kullanımı;
"Çok sonra öğrenecek bunu. Çok sonra, çocukluktan çıkıp kocaman adam olduktan sonra."Bir şeyin yukarısına doğru yürümek
Tipi / Türü;
-iKullanımı;
"Uzun, dik merdivenli bir yokuşu çıktık."Bir inceleme, bir araştırma sonucu ... bulunmak
Tipi / Türü;
nesnesiz -deKullanımı;
"Sularda bakteri çıktı."Yetkili birinin makamına iş için gitmek
Tipi / Türü;
-eKullanımı;
"Hazırladığı raporları yırtmış ve Ali Rıza Paşa’nın makamına çıkarak duyduklarını şifahen nakletmişti."Talihine veya payına düşmek, isabet etmek, vurmak
Tipi / Türü;
-eKullanımı;
"Kendine on altı bin lira piyango çıkmış bir kimsenin birkaç yüz kuruşu ödeyememesi dosta düşmana garip görünecekti."Bir konu yetkililerce karara bağlanmak
Tipi / Türü;
nesnesizMal olmak
Tipi / Türü;
-eKullanımı;
"Bu ev dört milyara çıktı."Oyunda herhangi bir rolü oynamak
Tipi / Türü;
-eKullanımı;
"Arsız ve aptal mahalle çocuğu rolüne çıkmıştı."Bir yere ulaşmak, varmak
Tipi / Türü;
-eKullanımı;
"Karşı kaldırıma geçtiler, sağa sola saptılar, demir yoluna çıktılar."Karaya ayak basmak
Tipi / Türü;
-eKullanımı;
"1919 senesi Mayıs'ının on dokuzuncu günü Samsun'a çıktım."Yayılmak, duyulmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Başından beri gazetelerde enstitü hakkında havadisler çıkıyordu."Olmak, bulunmak, var olmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Bayramın son günü her iki kadının da işleri çıkmıştı."Bir iddia ile ortalıkta görünmek
Tipi / Türü;
-eKullanımı;
"Sen onun karşısına çapkın bir adam gibi çıktın."Koku, ses vb. yayılmak
Tipi / Türü;
nesnesiz -denKullanımı;
"Lağımdan pis kokular çıkıyor."Karşı gelebilmek, boy ölçüşmek
Tipi / Türü;
-eKullanımı;
"Güreşte ona çıkacak kimse yok."Bir şey bulaşmak
Tipi / Türü;
-eKullanımı;
"Uçmadan önce yaldızlı tozdan pulları elime çıktı."Binaya kat eklemek
Tipi / Türü;
-iKullanımı;
"Göl kıyısındaki evlerinin üzerine yeni bir kat çıkmışlar, verandanın önüne üzüm asması sardırmışlar..."Bir sebeple bulunulan yerden ayrılmak
Tipi / Türü;
-eKullanımı;
"Bu kahveden sıkıldın, ötekine çıkarsın, anladın mı?"Niteliği sonradan anlaşılmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Eyvah, bu da ötekiler gibi soysuz çıktı."Belirmek, tanınmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Bir ilçe belediye başkanı hepsinden açıkgöz çıktı."Davranışta herhangi bir niteliği bulunmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Oğlan akıllı çıktı, kimleri bulacağını, kimlerle çalışacağını bildi."Yerinden oynamak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Fukaranın hem sağ bileği çıkmış hem davulu patlamıştı."Görünür veya belli bir durumda bulunmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Yüzünün derisi buruşmuş, elmacık kemikleri çıkmıştı."Oluşmak, olmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Birdenbire öyle soğuk çıktı ki pirinç tanelerini tutamaz oldum, parmaklarım şakır şakır titriyor!"Piyasaya sürülmek
Tipi / Türü;
nesnesizBitmek, büyümek, sürmek
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Mayısın ortası olmadan ekinler çıktı."Emir, talimat vb. verilmek
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Dört gün, dört gece yanına kimse varmayacak diye emir çıktı."Ay veya mevsim geçmek
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Kış çıktı, bahar geldi, uzun tatil ayları geldi, Cevdet Bey’in yeri dolmadı."Yeni yetişip satışa sunulmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Önce badem ağacı çiçek açtı, sonra çağlalar ağaçları süsledi. Ardından erikler çıktı."► yükselmek
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Fiyatlar çıktı."Sesini yükseltmek
Tipi / Türü;
nesnesizGiderilmek, yok olmak
Tipi / Türü;
nesnesiz -denKullanımı;
"Gerçekten adamın kolundaki leke çıktı. Çıktı ama, üzerindeki kumaş da eriyip gitti..."Bir şeyi unutmak
Tipi / Türü;
-denKullanımı;
"İlk girdiğim zaman belki caddeden geçer, görürüm falan derken lafa dalmışım, hatırımdan çıktı."Ay, Güneş görünmek
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Hava açılmış, ay çıkmıştı.""Güneş seni ısıtmak için çıkıyordu."Kitap, dergi vb. yayımlanmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Yeni çıkmış Fransızca bir iki kitap bulunurdu."Aktarılmış olmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Çok geçmeden haber çıkacağını kadınlık insiyakıyla derhâl sezmişti."Gerçek hâle gelmek
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"İnsanın her gördüğü rüya çıkmaz ya!"Bulunduğu yerden fırlamak, kopmak
Tipi / Türü;
nesnesizKullanımı;
"Arabanın direksiyonu çıkmak."Bir şeyin düzeni bozulmak, eskisinden daha değişik, kötü bir duruma girmek
Kullanımı;
"Artık yaşanılır olmaktan çıktı İstanbul. Yaşanılır gibi değil. Daha doğrusu, İstanbul, İstanbul olmaktan çıktı."Flört etmek
Tipi / Türü;
-leKullanımı;
"Sevim, senden başka bir kızla çıkmadım."Erişmek, görmek
Tipi / Türü;
-eKullanımı;
"Aklı başında ama sabaha çıkamayacağına kalıbımı basarım."Harcamak zorunda kalmak
Tipi / Türü;
mecazKullanımı;
"Geçen hafta düğünümüz oldu. Çok paradan çıktım."Vermeye katlanmak
Tipi / Türü;
-i argoKullanımı;
"Çık bakalım paraları. Şıkır, şıkır... Bir, iki, üç... On, yirmi, otuz..."